Safra Kesesi Hastalıkları Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

İçindekiler

Safra Kesesi Hastalıkları

Armut şeklinde bir organ olan safra kesesi, karnının sağ bölümünde bulunur. Safra adı verilen sindirim sıvısını tutan safra kesesi, iltihaplanabilir. Safra kesesi iltihaplanmasına kolesistit adı verilir. Safra kesesindeki tüpü tıkayan safra taşlarının sebebiyet verdiği kolesistit, ciddi hastalıklara sebep olabilir. İltihaplar, safra kesesinin yırtılması ile sonuçlanabilir. Kolesistit rahatsızlığının tedavisi, safra kesesinin çıkarılması ile sonuçlanabilir. Kolesistit riskini artıran faktörler yaş ve kilo dur. Kadınlarda daha yoğun olarak yaşanan bu problem kişinin hayatını olumsuz yönde etkiler.

Safra kesesi hastalıkları arasında en sık görülen safra kesesi taşları, bilirubin taşları olarak da adlandırılır. Kolesterol taşı olarak da bilinen safra kesesi taşları yaş ilerledikçe daha fazla oluşma riskine sahiptir. Karın ağrısı ile kendisini gösteren bu hastalık, sırta doğru yansıyan ağrılar ile belirteç verir. Bu ağrılar sürekli ve şiddetli olabileceği gibi gelip geçici de olabilir. Safra yolunda meydana tıkanıklık oluşturan bu taşlar ateş ve iltihap gibi şikayetleri de beraberinde getirir. Bunun yanı sıra kusma ve bulantı da safra kesesi taşlarının belirtileri arasındadır.

Safra Kesesi Hastalıklarının Teşhis Edilmesi

Radyolojik olarak tanı konulan hastalar ultrasonografi vasıtasıyla doğru teşhis ve tedavi yöntemlerin ile sağlığına tekrar kavuşabilir. Safra kesesinde meydana gelen taşlar safra kesesi kanseri, akut pankreatit, tıkanma sarılığı, safra kesesinin perforasyonu, akut kolesistit gibi problemleri de beraberinde getirir. Şikayetler, başarılı tedavi yöntemleri ile hastaların muzdarip olduğu problemlerden uzaklaşmasına yardımcı olur.

Safra kesesinin sebep olduğu rahatsızlıklardan biri olan safra kesesinin iltihabı, safra kesesi duvarında ödem ve kalınlaşma oluşmasına sebep olur. Ateş, kusma, bulantı, şiddetli karın ağrısı gibi etkenler ile kendisini gösteren akut kolesistit rahatsızlığı muayene esnasında anlaşılabilir. Ciddi ve acil bir durum olan akut kolesistit kişinin hastaneye yatmasına sebebiyet verir. Geniş spektrumlu antibiyotikler verilen hastaya cerrahi tedavi uygulanır. Bunun yanı sıra safra kesesi hastalıkları arasında bulunan bir diğer problem ise safra yolu yaralanmaları ve darlıklarıdır.

Safra Kesesi Hastalıkları Neden Oluşur?

Teknik hatalar ve anatomik farklılıklar sebebiyle oluşan safra yolu yaralanmaları sonucunda safranın karın içine akması mümkündür. Safranın karına akması durumunda acil bir şekilde kişinin tedavi edilmesi gereklidir. Eğer safra yolunda tam tıkanma veya daralma problemi varsa safra yolu iltihabı atakları meydana gelebilir. Kaşıntı ve hastada sarılık gibi problemleri de beraberinde getiren safra yolunda daralma veya tam tıkanma için çeşitli tedavi yöntemleri uygulanabilir.

Safra yolunda meydana gelen darlıklar veya yaralanmalar sonucunda tedavi uygulanmazsa siroz, karaciğer yetersizliği, safra yolları iltihabı, sarılık ve yeni darlıklar oluşabilir. Tıkanma sarılığı, bağırsağa safra akışının durması sonucunda meydana gelir. Tıkanma sarılığının oluştuğu durumlarda ciltte sararma oluşabilir. Eğer bu problem giderilmezse ileriki dönemlerde karaciğer dokusunda bozulmalar meydana gelir ve bu durum da karaciğer tümörüne sebep olabilir.

Safra Kesesi Hastalıklarının Belirlenmesi ve Tedavi Yöntemleri

Tıkanma sarılığı olan hastaların idrar rengi koyulaşır ve dışkının rengi beyazlaşır. Manyetik rezonans, bilgisayarlı tomografi ve ultrasonografi gibi farklı tanı yöntemleri ile belirlenen tıkanma sarılığının doğru bir şekilde tedavi edilmesi gereklidir. Endoskopik tedaviler başta olmak üzere hastanın durumuna göre farklı uygulamalar ile tedavinin tamamlanması mümkündür.

Safra kesesi hastalıkları arasında bulunan bir diğer problem ise safra yolunda bulunan kolesistittir. Safra kanallarının anormal bir biçimde genişlemesi ile ortaya çıkan ve kolesistit olarak da adlandırılan safra yolu kistleri ateş, karaciğer apsesi, safra yolu tıkanıklığı gibi farklı sebeplerle ortaya çıkabilir. Bu hastalığın tanısı için tomografi, ERCP, MRCP gibi yöntemler uygulanabilir.

Safra kesesinde meydana gelen küçük problemler zamanında tedavi edilmezse ileride daha büyük problemlere yol açabilir. Kötü huylu tümörler safra kesesi kanserine sebep olabilir. Safra kesesi kanseri genellikle safra kesesinde bulunan duvarlardan kaynaklanır. Safra kesesi kanserinde risk faktörleri nitrozamin, obezite, porselen safra kesesi, polipler ve Safra kesesi taşları bulunur.

Kendisini karın ağrısı ve sarılık ile gösteren safra kesesi kanseri cerrahi olarak tedavi edilebilir. Safra kesesinin çıkarılarak uygulandığı safra kesesi kanseri ameliyatında safra kesesi ile birlikte karaciğer dokusunun bir bölümü veya tamamı alınabilir. Cerrahi uygulama sürecinde doktorun önerisi önemlidir. Lütfen karnınızın sağ üst kısmında kaburga altında şiddetli ağrınız varsa safra kesesi taşına bağlı olabileceğini hatırlayın ve iltihaplanma tespit edilmişse gecikmeden, hemen ameliyat olmanın çok önemli olduğunu unutmayın.

Safra Kesesi İltihabı ve Belirtileri

Kolesistit olarak adlandırılan safra kesesi iltihabı, safra kesesini işlevsiz hale getirebilir. Karaciğer tarafından üretilen safra sıvısı, sindirimde görevli bir sıvıdır. Bu sıvı, geçici olarak safra kesesinde depolanır. Vücut, yağları parçalamak istediğinde safra kesesi, safranın ince bağırsağa bırakılmasını sağlar. Ancak ince bağırsaktaki yollar tıkanırsa safra, alana hapsolur ve bu da safra kesesinin tahriş olmasına sebebiyet verir.

Safra kesesinde oluşan tahriş, safra kesesi iltihabını da beraberinde getirir. Bu rahatsızlık, kendisini bulantı ve kusma ile gösterir. Söz konusu belirtiler, aşırı yağlı veya büyük porsiyonlu bir yemek sonrasında ortaya çıkabilir. Diğer sağlık problemleri ile sıkça karıştırılan kolesistiti fark etmenin bir diğer yolu ise sağ kürek kemiğinde oluşan ağrıdır.

Safra Kesesi İltihabı Neden Oluşur?

Safra kesesi iltihabı, göz ardı edilecek bir konu değildir. İltihap, zamanında tedavi edilmezse safra kesesinin alınması ile devam edebilir. Safra kesesi iltihabının oluşmasındaki en önemli etken, safrada oluşan toprakların veya taşların ince bağırsak yolunu tıkamasıdır. Bunun yanı sıra kan damarı sorunları, enfeksiyon ve tümör de iltihabı tetikleyen diğer unsurlar arasındadır. Safra kesesinde oluşan sert partiküller, safra taşlarını oluşturur.

Safra taşlarının safra kesesini terk etmesi esnasında, içinden geçtiği tüpü tıkaması ve bu alanda safranın birikmesi, iltihaplanma oluşturur. Bunun yanı sıra safra kesesinde bulunan bir tümör, safranın safra kesesinden uygun bir biçimde boşalmasını engelleyebilir.

Safra Kesesi İltihabını Tetikleyen Diğer Faktörler

Safra kanallarında meydana gelen bir yaralanma veya kanalların tıkanması, kolesistite sebep olan etkenler arasındadır. Tüm bunların yanı sıra bazı viral enfeksiyonlar ve AIDS gibi virüsler, enfeksiyon oluşumunu tetikleyebilir. Kan damarı sorunları da safra kesesine giden kan akışının bozulmasına sebebiyet verebilir. Tüm bu unsurlar, kolesistite neden olan etkenlerdir. Aniden de ortaya çıkabilen kolesistit, akut kolesistit olarak adlandırılır.

Rahatsızlığın uzun süre devam etmesi kronik kolesistite sebep olabilir. Safra kesesinde meydana gelen iltihap, safra dokusunun ölmesine sebebiyet verebilir. Bunun yanı sıra safra kesesinin patlaması veya yırtılması da mümkündür. Bu rahatsızlık, özellikle şeker hastaları, tedavi olmayı bekleyen kişiler ve yaşlılar arasında sıklıkla görülür.

Safra Kesesi Kanseri

Karaciğerin alt bölümünde bulunan safra kesesi, armut biçiminde bir organdır. Kastan oluşan bu organ, karaciğerde üretilen safranın kanalcıklar vasıtası ile safra kanalına dökülmesi neticesinde safranın tutulmasını sağlar. Safra kesesine giden yol, onikiparmak bağırsağına varmadan oluşan bir kol tarafından iletilir. Bu sayede düzenli ve az bir şekilde karaciğer tarafından üretilen safranın kese içinde toplanması sağlanır. Karaciğerin ürettiği safranın geçici olarak depolanmasına olanak sağlayan safra kesesinde oluşabilen tümörler, kişinin yaşamını olumsuz yönde etkiler.

Safra kesesi, karaciğerde üretilen safranın bir süre depolanması, içindeki suyun emilmesiyle yoğun kıvamlı safra hale getirilmesi ve gıda alımı, özellikle de yağlı yiyecek alımı sonrası ana safra kanalına atılması işlevini yürüten bir organdır. Safra kesesinden ana safra kanalına geçen safra, buradan da oniki parmak bağırsağına (duodenum) atılarak yağlı gıdaların sindirilmesinde temel etken işlevi görür. Safra kesesinin çeşitli hastalıklarında ve kanserinde tedavi safra kesesinin alınması ile cerrahi olarak tedavi edilir.

Safra kesesi kanserinde bazen komşu karaciğer dokusu ve etraftaki lenf bezlerinin de alınması gerekir. Günümüzde safra kesesi ameliyatlarının neredeyse tamamı (istisna durumlar hariç) laparoskopik ve robotik cerrahi ile kapalı yöntemle yapılabilmektedir.

Aile öyküsünde safra kesesi kanseri bulunan kimseler, risk grubu altındadır. Kişinin risk gurubu altında olması, kanser olacağı anlamına gelmese de düzenli olarak sağlık kontrollerinden geçmesi önerilir.
Safra kesesi kanseri karın içi organların kanserleri arasında sıklık olarak en nadir görülen tümörlerdendir. Ancak erken evrede tespit edilip uygun şekilde tedavi edilmesi çok önemlidir. İleri evrede tespit edilen safra kesesi kanserlerinde yaşam süresi malesef kısa olmaktadır.

Safra kesesi kanserini kabaca dört evreye ayırıyoruz. İlk evrede saptanan hastalar uygun şekilde tedavi edildiklerinde sonuç çok çok iyidir. İkinci evre hastalarda genellikle safra kesesi ile birlikte karaciğerin keseye komşu segmentlerinin çıkarılması ve çok iyi bir lenf bezi temizliği yapılması gerekmektedir. Üçinci ve dördüncü evrelerde ise tedavi başarısı düşmektedir.

Safra kesesi kanserinde uzun yaşam süresi elde edebilmenin tek yolu erken tanı ve kaliteli ve kurallara uygun yapılmış cerrahi tedavidir. Cerrahi tedavi başarısını ve dolayısıyla yaşam süresini belirleyen en önemli etkenlerden biri, kanserli dokunun safra kesesinden ne kadar yayıldığıdır. Aşağıdaki büyük resimde karaciğerde safra kesesi (sarı) ve kesenin duvar yapısı, ana safra yolları (yeşil) ve karaciğerin besleyici ana damarı (mor) görünmektedir.

Alttaki küçük resimlerde ise kanserli dokunun keseden yayılma evreleri görülüyor. Küçük yuvarlak kırmızı, kese içinde sınırlı kanseri, bir büyük kırmızı yuvarlak kese duvarından karaciğer sınırına ulaşmış ama henüz karaciğere yayılmamış kanseri ifade ediyor. Bu iki evrede tespit edildiğinde hastanın iyi bir cerrahi ile uzun yaşam süresi elde etme şansı çok yüksektir. Üçüncü sırada (T3 evresi) kanserli doku karaciğere yayılmış durumda. Dördüncü resimde ise (T4 evresi) kanserli doku karaciğere yayıldığı gibi karaciğerin mor renkli ana damarını da tutmuş bulunuyor.

27ddca_3181e9585cc54712a232719a2e760ed8_mv2
27ddca c9ccca69d97b42a8be5b2271439edd55 mv2
27ddca 4ec39db03c0d4f879a4d551d55976f63 mv2
27ddca f6c89ed7f5c443b19565772135e8c740 mv2
27ddca 39f26b5d049d46b099b1c05cc0da4575 mv2

Safra Kesesi Kanserinin Risk Faktörleri

Safra kesesi kanserinin etkenleri net olarak bilinmese de risk faktörü oluşturabilecek birçok nokta vardır. Obezite, yaşın ilerlemesi, safra kesesinde uzun süre taş bulunması gibi etkenler, kanseri tetikleyebilir. Bunun yanı sıra nitrozamin ve safra kesesi iltihapları da safra kesesi kanserinin tetikleyici unsurlar arasındadır. Safra kesesi kanseri belirtileri ise genel olarak göbek bölgesinde ele gelen kitle, cilt ve gözlerde sararma, bulantı, kusma, karın ve göbek ağrısı şeklindedir.

Tanının konulması için bir dizi laboratuvar tetkiki yapılabilir. Yapılan laboratuvar tetkiklerinde alkali fosfataz ve bilirubin seviyesinin yükselmesi, safra kesesi kanseri belirteçleri arasında sayılır. Elde edilen bulguların iyi huylu tümörlerden ayrıştırılması için bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme tetkikleri uygulanır.

Safra Yollarını Görüntülemek için Kullanılan Teknoloji

Safra kesesinde bulunan tümör veya tümörlerin kötü huylu olup olmadığını tespit etmek için görüntüleme tetkikleri kullanılır. Safra yollarını görüntülemek için kullanılan cihaza ise kolanjiografi adı verilir. Safra yollarını ve damarları görüntülemek içinse ERCP ve anjiografi gibi görüntüleme cihazları kullanılır. Hastada farklı bir sağlık sorunu olup olmadığı, hastanın yaşı, hastalığın evresi ve hastalığın yeri gibi etkenler, tedavinin türü hakkında belirleyici olabilir.

Bu nedenle her hastanın tedavisi farklılık gösterebilir. Kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi müdahaleler ile hastanın yeniden sağlığına kavuşması sağlanabilir. Multidisipliner bir çalışma gerektiren bu süreçte en doğru kararı doktorunuz, muayene sonrasında verecektir.

Safra Kesesi Hastalıklarının Tedavisi

Safra kesesinde meydana gelen rahatsızlıkların giderilmesi için safra kesesi tedavisi uygulanabilir. Ağrılı bir şekilde seyredebilen safra kesesi rahatsızlıkları vücutta çeşitli fonksiyonların yerine getirilmesini engelleyebilir. Safra kesesi taşı, erkeklerde kadınlara oranla daha az görülür. Günde yaklaşık 1 litre salgılanan safra, vitaminlerin emilimi ve yağların sindirimi gibi çeşitli işleve sahiptir. Karaciğer tarafından üretilen safra, karaciğerden onikiparmak bağırsağına doğru gerçekleştirdiği yolculukta safra kesesinde duraklar ve burada birikir. Safra kesesinin içinde, safranın suyu emilir ve daha yoğun bir kıvama sahip olması sağlanır.

Yağlı yiyecekler başta olmak üzere çeşitli besinlerin rahat bir şekilde sindirilebilmesi için kullanılan safra kesesinde birçok farklı hastalık meydana gelebilir. Safra kesesi iltihabı, ortak safra kanallarının tıkanması, pankreatik kanalın tıkanması, safra kesesi kanseri gibi çok çeşitli rahatsızlıklara tespit edildiği andan itibaren müdahale edilmesi gereklidir

Safra Kesesi Hastalıkları Risk Faktörleri

Safra kesesi hastalıklarının risk faktörleri arasında karaciğer hastalıkları, hızlı kilo verme, şeker hastalığı, liften fakir diyet, gebelik, obezite, 40 yaş üzerinde olmak ve cinsiyet etkilidir. Ultrasonografi, gaita ve idrar tetkikleri gibi farklı tanı yöntemleri ile hastalıklarının tanısı konulabilir. Tanı konulduktan sonra doktorunun önerisi ile tedavi yöntemleri uygulanabilir. Her kişinin yapısı farklı olduğu için tedavi uygulamaları da farklılıklar gösterebilir.

Karaciğer tarafından üretilen safranın konsantre edilmesi ve depolanmasında oldukça önemli bir yere sahip olan safra kesesinin içerisinde safra taşı da görülebilir. Çakıl benzeri yapılar olan safra kesesi taşları, pigment ve kolesterol taşları olmak üzere temelde iki gruba ayrılırlar.

Safra Kesesi Hastalıklarında Teşhis

Emar taraması, ultrason ve kan testleri ile ortaya çıkan rahatsızlıklar, kişinin hayatını olumsuz yönde etkiler. Safra kesesi ameliyatı sürecinde anestezi riskleri, enfeksiyon, kanama ve safra sızıntısı gibi olası riskler bulunabilir. Safra kesesi ameliyatı için uygulanacak hazırlık sürecinden doktorunuzun sizden normalden farklı bir şekilde beslenmenizi isteyebilir. Hastanın durumuna göre kolesistektomi, yani açık ameliyat da yapılabilir.

Açık ameliyatlarda kaburganın altından 15 santimlik bir kesi yapılarak safra kesesi ortaya çıkarılır. Kapalı ameliyatta kişi, aynı gün içerisinde evine gidebilir. Açık ameliyatta ise birkaç gün iyileşme süreci vardır. Safra kesesi çıkarma ameliyatından sonra kesiğin belirgin bir şekilde kızarması ve şişmesi, kesiden kötü kokulu veya kanlı drenaj akması, kusma, yüksek ateş ve kötüleşen ağrı gibi problemlerin oluşması durumunda hastanın yeniden doktoru ile iletişime geçmesi gereklidir.

Safra Kesesi Hastalıklarında Uygulanan Tedavi Yöntemleri

Safra kesesinin işlevsiz hale gelmesine sebep olabilen safra kesesi taşları menepoz döneminde hormon tedavileri, doğum kontrol hapı kullanımı ve gebelik gibi durumlarda ortaya çıkabilir. Bunun yanı sıra hormonlar ve aşırı şişmanlık gibi faktörler de safra taşı oluşumunu tetikler. Bu tip durumlarla karşılaştırıldığında safra kesesinden çıkartılması işlemi yapılabileceği gibi koruyucu tedavi yöntemleri de uygulanabilir.

Cerrahi ve cerrahi dışı tedavi yöntemleri, hastanın durumuna göre belirlenir. Uygulanacak tedaviler, cerrahi müdahaleler olabileceği gibi ilaç tedavisi de olabilir. Komplikasyonlara ve semptomlara yol açan hastaların ameliyat edilmesi gerekebilir. Pankreas iltihaplanması, safra yolu iltihabı, sarılık ve safra kesesi iltihabı gibi farklı hastalıklara karşı doğru tedavi yöntemlerini uygulamak için siz de mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Safra Kesesi Ameliyatı

Karaciğer tarafından üretilen safranın depolanmasında kullanılan safra kesesi, vücut için önemli bir işleve sahiptir. Yağlı yiyecekler başta olmak üzere birçok farklı besinin ideal bir şekilde sindirilmesine yardımcı olan safra kesesinde meydana gelen rahatsızlıklar ameliyat gerektirebilir. Safra kesesi ameliyatı konusu olan ilk etken safra kesesi taşlarıdır. Safra kesesinde bulunan safranın, kimyasal yapısının dengesiz olması, safa taşlarının oluşumunu tetikler.

Safra taşı oluşumundan kaçınmak için kızartmalı ve bol yağlı yiyeceklerden uzak durulması gereklidir. Safra kesesinin sorunlu taşları nedeniyle kesenin alınması (kolesistektomi) ameliyatı, toplumda en sık uygulanan ameliyat yöntemlerinden biridir. Bu nedenle de ülkemizdeki hemen hemen her hastanede gerçekleştirilmektedir.

Ancak taş safra kesesi iltihaplanmasına (buna akut kolesistit adını veriyoruz) yol açmış ise, ameliyatın zorluk derecesi artar ve hem laparoskopiden açık ameliyata dönme, hem de ameliyatta safra yolu yaralanma riski artar. Özellikle iltihaplanma atağını daha önce geçirmiş kişiler, ameliyat olmadan yeniden atak geçirirse, her atak gelişiminde bu riskler biraz daha artmaktadır. Bu grup hastalarda tedavinin konunun uzmanı karaciğer pankreas cerrahları tarafından uygulanması riskleri azaltmaktadır.

Safra Kesesi Taşı Neden Oluşur?

Safra kesesi, yukarıda bahsettiğimiz safrayı daha kıvamlı hale getirme ve depolama fonksiyonu açısından uygun şekilde çalışmadığında, kese içinde taş gelişebilir. Bu durum, genellikle içeriği değişmiş, sıvı vasfını yitirmeye başlamış safranın önce çamurlaşması sonra da taşlaşması şeklinde ortaya çıkar. Beyaz ırka mensup bizim gibi toplumlarda gelişen safra taşları genellikle kolesterol taşı adı verilen, kahverengi renginde, kese içinde ortaya çıkan taşlardır.

Sarı ırka mensup toplumların Çin, Singapur, Kore, Japonya ve benzeri Uzakdoğu ülkelerinde ise pigment taşı adı verilen, daha koyu renkli, hem kese içinde hem de karaciğerde safra yollarında görülen taşlar gelişir. Safra kesesi taşları çoğu kez hiçbir belirti ve bulgu vermeden kese içinde yıllarca öylece durur. Bu taşlar, ana safra kanalına düşecek boyutta değilse tedavi edilmemeleri gerekmeyebilir.

Ancak taşlar sorun oluşturmaya başladığında, bu durum hafif hazımsızlık ve karın sağ üst kısmında ağrı gibi hafif belirtilerle kendini gösterebileceği gibi, safra kesesi iltihaplanmasına yol açtığında ateş ve şiddetli ağrı, ana safra kanalına düştüğünde sarılık, pankreas kanalına baskı yapıp pankreas iltihaplanması yaptığında karın ve her iki taraf böğürde şiddetli ağrı, ateş, karında şişlik, çarpıntı ve genel durum bozukluğuyla hayatı tehdit edecek hale gelebilir. Safra kesesi taşı oluşumunda risk faktörleri arasında bulunan etkenler yüksek kolestrol, aile öyküsünde safra kesesi taşı olması, kilo problemi, 40 yaşın üzerinde olmak ve kadın olmak alabilir.

Cerrahi tedavi yöntemleri ile yapılan ameliyatlar kişinin sağlığına yeniden kavuşmasında yardımcı olur. Eğer safra kesesi ameliyatı yapılmazsa safra taşlarının yeniden oluşması mümkündür. Sarılığa yol açabilen safra kesesi taşları, safra kanallarında tıkanmaya sebep olabilir. Safra kesesi ameliyatı kapsamında laparoskopik, yani kapalı yöntemler kullanılabilir.

Hastanın günlük hayatı hızlı bir şekilde dönmesine yardımcı olan kapalı safra kesesi ameliyatı, hastanede kalma süresinin de kısa olmasını sağlar. Bunun yanı sıra safra kesesi taşlarına bağlı pankreas iltihabı da oluşabilir. Büyük safra kesesi polipleri, safra kesesi iltihabı, safra kanallarındaki safra taşları ve safra kesesinde bulunan safra kesesi taşları da ameliyat gerektiren durumlar arasındadır.

Safra Kesesi taşları, oluşturduğu sorunlar ve kese iltihaplanmasıyla ilgili daha detaylı bilgiyi basitleştirilmiş anlatımla aşağıda bulabilirsiniz

27ddca 7e05ebb87697432488b136bfb7ae4d86 mv2

Safra kesesi ameliyatı deyip geçmeyin! Çok önemli noktalar var!

Her yıl ülkemizde safra kesesi taşı ve çamuru için 180.000 safra kesesi ameliyatı yapıldığını, bunlardan 1300’ünde ameliyat sırasında büyük safra yollarında istenmeyen yaralanmalar meydana geldiğini biliyor muydunuz? Dünyada da durum buna yakın aslında. Kapalı yöntemle safra kesesi alınması ameliyatı olan hastaların binde beşinde safra yolu yaralanması gelişiyor. Bu tip bir yaralanma hiç istemediğimiz bir durum, çünkü safra yolları yaralanmasının tedavisi bazen oldukça meşakkatli ve pahalı olabiliyor. Kişiyi safra kesesi hastası olmanın ötesine taşıyarak karaciğer hastası haline getirebiliyor. İlave ameliyat ve girişimler gerektiriyor ve İşin sonu bazen siroza (karaciğer yetmezliğine) kadar gidebiliyor. Dediğim gibi bu yaralanma hastalarını tedavi etmek için çok özel yöntemler uyguluyoruz; yaralanma olduktan sonra hastanın en kısa sürede bu tedaviyi yapabilecek bir merkeze ve hekime gelmesi çok önemli.

Peki tüm safra kesesi hastalarında ameliyat sırasında yaralanma riski aynı mı? Hayır değil. Safra kesesi taşına bağlı iltihaplanma varsa bu hastalarda risk biraz daha artıyor. Safra kesesi taşı ağrı ve hazımsızlık şikayetleri yapabilir, ama kolesistit denen iltihaplanma meydana gelmişse, hastanın o bölgesinde önceki ağrılarından daha şiddetli karın ağrısı ve bazen ateşi oluyor. Bu hastalarda ameliyatı mümkünse hemen, yani ilk 3 gün içinde yapmak lazım, böylece henüz iltihap yumuşak olduğundan risk çok yükselmeden ameliyat tamamlanmış oluyor. Eğer iltihaplanma ağrısı başlamasının üzerinden bir haftadan fazla zaman geçmişse yaralanma rski oldukça artıyor. Bu durumda ameliyatı yapmamak, iltihabın yumuşaması ve azalması için 6 hafta ilaç tedavisiyle beklemek, daha sonra ameliyat olmak gerekiyor.

Bir kez safra kesesi iltihaplanması atağı geçiren fakat ağrılarım geçti düşüncesiyle ameliyat olmayanlar, ileriki aylarda bir daha iltihaplanma geçirirlerse yaralanma riski biraz daha artıyor. Her yeni atakta risk daha da artıyor bunu unutmayalım. Her iltihaplanma atağında ameliyatın kapalıdan açığa dönme riski de artıyor. Hiç atak geçirmemiş bir hastada ameliyatı kapalı yöntemle tamamlama oranı %98 iken, birkaç kez atak geçirmiş ve kesesi artık iyice sertleşmiş bir kişide açık ameliyata dönme oranı artıyor. Bazı cerrahlar ameliyatı bu durumda %90 yine kapalı tamamlarken, bazı cerrahlarda bu oran %60’lara kadar düşüyor.

Ameliyatı kapalı yöntemle olan hasta genellikle ertesi gün taburcu oluyor, açık ameliyatta hem ağrı daha fazla oluyor hem de taburculuk 4-5 günü bulabiliyor.

Lütfen karnınızın sağ üst kısmında kaburga altında şiddetli ağrınız varsa safra kesesi taşına bağlı olabileceğini hatırlayın ve iltihaplanma tespit edilmişse gecikmeden, hemen ameliyat olmanın çok önemli olduğunu unutmayın.

Anlattıklarımı yukarıdaki çizimle özetledim.